PAKİSTAN

Pakistan gerçekten fakir bir ülke. Ülke Hindistan'a göre temiz olsada ,Türkiye'ye göre çok pis bir ülke. Nükleer enerjileri olmasina rağmen sık sık elektrik kesintileri oluyor. Ülkenin güneybatı tarafi ise Belucistan diye geçiyor. Buradan Avrupa'ya uyuşturucu satılıyormuş. Pek tekin yerler değildi :)


Pakistan tarafindan İran sınır kapısı..



Buradan en yakin yerleşim yeri olan Taftan'a gitmek için taksi tuttuk .Taksi derken bir pick-upin arkasina oturuyorsunuz ,colde kumlu yollarda zıplaya zıplaya gidiyorsunuz  :)  Yol arkadaşim Ersin..



Taftan'dan Quetta'ya giderken mola verdiğimiz yer.. Otobusten inince insanin yüzüne çöl sıcağı vuruyor. Çölün ortasinda ufak bir tesis :) ve cevresinde ufak bir yerleşim yeri var. En onde oturanlar yol arkadaşlarim Ersin ve Nedim.. Menu tek çeşit, sesleniyorsunuz getirip onunuze bırakıyorlar :)



Taftan Quetta arasi otobus. Otobuse binmeden once eşyalari otobusun üstüne yükledik.Otobus ilk bindiğimizde gayet temizdi.Biraz sonra millet sigaralari yakti ,yere çöpleri atmaya başladi ,inmeye yakin otobüs leş gibi olmuştu. Bu arada su dağitirken herkese aynı bardak ile su veriyorlar  :)



Bu abilere kutularin içinde ne var diye sormaya çekindik :) Pakistanin bu kısmında silah bulmak ekmek bulmak kadar kolaymiş. Hatta gun market (silah pazarlari) kuruluyormuş :)



Pakistan'ın süslü kamyonlari



Quetta cok fakir bir şehir ,sokaklarda cöp kariştiran çoçuklari heryerde görmek mümkün..



Döviz bürosu :)



Ve cocuklar..



Moto rikşa ile giderken yandan çektim. Yani cocuklar ozel poz vermiyordu. Kısaca Pakistan'nin bu kısmını bu fotoğraf anlatabilir.



Bu cocuklar yanima gelip once para istedi ,daha sonra ise para vermiyorsan fotoğrafimizı çek dediler işaret diliyle :) Bir çok çoçuk asker selamı gibi garip bir poz veriyordu.



Quetta'dan Lahore şehrine gitmek için bu trende tam olarak 26 saat durmadan yolculuk yaptik. İnsan için gerçekten sabır sınırlarini zorlayan bir yolculuktu. Nepal'e kadar verdiğim 6 kilonun herhalde 2-3 kilosunu bu trende vermişimdir. İnsani bezdiren ,çileden çıkaran ,yeter artik atin beni burada cölün ortasina dedirtecek bir yolculuk.Tren'den fotoğraflar..









Otopark görevlileri. Bariyeri kaldirmak indirmek için garip bir yontemleri var.Birisi bileğine ip bağlamiş ,araç geldimi kolunu kaldırıyor :)



Burada gerçekten bir trafik problemi ve araçlardan kaynakli hava kirliliği var. Şerit kavrami falan hiç yok. Araçlar devamli birbirlerine deyecekmiş gibi geçiyor. Motorsikletin üstünde 5 kişilik bir aile görünce en başta şaşirmiştim fakat bu gayet normal Hindistan ve Pakistanda..





Sokak arasinda veya arabanizi hemen sola çekip traş olabilirsiniz :) (Arkadaki araç buralardaki en yaygin ulaşim araci.Riksa diyorlar. Hindistan ise Riksa insan gücüyle calısani ,motorlulara motoriksa diyorlar)





İslamabad'daki Meşhur Şah Faysal Camisi
Dünyanın yüzölçüm olarak en büyük camisi olarak kabul ediliyor Cami. Şah Faysal Cami'sinin mimarı, Kocatepe Camisi'nin de mimarlarından olan Vedat Dalokay'mış. Vedat Dalokay'ın tasarımı 17 ülkeden 43 tasarım arasından seçilmiş. Bünyesinde Uluslarası İslam Üniversitesi'ni de barındırıyor. Yapımı 120 milyon dolara mal olmuş.. 



Cami avlusundaki Yusufcuklar..





Cami avlusunu bu şekilde temizliyorlar.Adam süpürgeyi bir o tarafa bir bu tarafa savuruyor  :)



Cami Bahçesinden



Camiye gelen Pakistanlilar



Silahla kendini vurup ölü taklidi gibi binbir türlü şaklabanlık yapabilen bir maymun..Daha sonra seyircilerden para toplayip sahibine götürüyor..



Hindistan sınırına sabah 6 gibi giderken gördüm. Yolun ortasinda uyuyan bir amca..





Hindistan sayfasi için tıklayin..
Ana sayfa